+90 216 450 69 00

© 2024 Derman İş Güvenliği. All Rights Reserved.
Development by VH MEDYA

İşe Giriş Muayenesi

İşe giriş muayenesi göreve başladığı iş ne olursa olsun, her yeni işe başlayan kişi için mutlaka yapılmalıdır. Bu, 6331 sayılı iş kanununun gereğidir.

İşyeri hekiminin yaptığı işe giriş muayenesi ile, meslek hastalıklarının sebebi kolaylıkla belirlenebilir ve gelişimi izlenebilir. İşçinin çalışacağı iş için, sağlık durumunun uygun olup olmadığı, yapılan işe giriş muayenesi ile cevabını bulacaktır.

İşe giriş muayenesi ancak söz konusu işe e-kâtip üzerinden ataması yapılmış, işveren ile sözleşme yapmış ve yaptığı sözleşmesi sisteme yüklenmiş işyeri hekimi tarafından yapılabilir. İşyeri hekimi bağımsız olarak işyeri ile sözleşme imzalamış bir doktor olabileceği gibi, Ortak Sağlık Güvenlik Birimi bünyesinde çalışan bir doktor da olabilir. Diğer bir deyişle, herhangi bir işyeri hekiminin işçi için vereceği işe giriş raporu geçerli olmayacaktır. Ancak bu kuralın bir istisnası vardır; işyerinde bulunan işçi sayısı 50’den az ve işyerinin tehlike sınıfı ‘az tehlikeli’ ise, işe giriş muayeneleri aile hekimleri tarafından yapılabilmektedir.

İşyeri hekimi, işe girecek işçiyi muayene eder, yapılan tetkiklerle ilgili bulguları inceler; işçinin sağlık durumunu tespit eder. İşyeri hekiminin işyeri personeli olacak aday için, ‘bu işi yapamaz’ şeklinde bir yorum yapma hakkı yoktur. Yaptığı muayene ve tetkikleri değerlendirerek, edindiği kanaat ve sonucu işverene bildirmekle yükümlüdür. İşyeri hekimi, muayene raporuna işçinin hangi şartlarda çalışabileceği ile ilgili hususu açık bir şekilde yazmalıdır.

 İşe Giriş Muayeneleri Ne Zaman Yapılır?

NACE koduna göre tehlikeli ve çok tehlikeli iş kolunda faaliyet gösteren işyerleri, işyeri hekiminin işçi için verdiği kararı gözeterek işbaşı yaptırmalıdır. Bu nedenle; işçinin işe başlatılmadan önce çalışacağı pozisyona göre tetkikleri yapılmalı ve işyeri hekimi tarafından muayenesi yapılmalıdır. O nedenle işe girecek kişinin hangi pozisyonda olacağı ve işin potansiyel risklerinin ne olacağı işyeri hekimine bildirilmelidir. İşyeri hekimi de verilen bilgiye göre, yaptığı muayene sonucunda kişinin işe uygun olup-olmadığını değerlendirebilecektir.

İşyeri hekiminin yapılan işi ve risklerini değerlendirebilmesi için, iş yeri sahasını ve işin detaylarını, potansiyel risklerini ve tehlike noktalarını iyi bilmesi gereklidir.

İstenecek Tetkikler

NACE koduna göre tehlikeli ve çok tehlikeli iş kolunda faaliyet gösteren işyerleri, işçinin işyerine girişini yapmadan önce, işyeri hekimi tarafından işe giriş muayenesi olmasını sağlamalıdır. İşçi, işe girdiği zaman herhangi bir rahatsızlığı olmayabilir; ancak daha önceki işyerinde tehlikelere uzun süreli maruziyet sonradan mesleki hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilecektir. Bu nedenle işyeri hekimi, işe giriş muayenesi yaparken daha önceki işyerinde yaptığı işleri ve ortamı sorgulamalıdır, bu durum işçinin sağlık geçmişi açısından önem arz etmektedir.

Mevzuatımızda işçinin çalışacağı işle ilişkilendirilen herhangi bir tetkik yoktur, bu konu işyeri hekimi inisiyatifi dâhilindedir. Diğer bir deyişle mevzuat bu konuda açıklama getirmemiştir. İşyeri hekimi muayene ettiği her işçi için, Ek-2’de örneği verilen ‘muayene formu’nu doldurmak zorundadır. İşçinin işe girerken yapılan muayenesi ve tetkikler ile, zaman içinde işçideki sağlık durumları değişimi kolaylıkla izlenebilmektedir.

İşyeri hekimi sadece işe başlarken değil, iş kazası sonrası, işten 6 aydan fazla süreyle ayrı kaldığı zaman, iş değişikliği yapıldığında işçiyi muayene etmelidir. Bu 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğidir.

İşyeri hekim, işçinin yürüteceği işin niteliğine göre; radyolojik, biyokimyasal testler, biyolojik ve fizyolojik ölçümler isteyebilir. İstenecek tetkikler, işçinin gece çalışıp-çalışmadığı, yükselte çalışma durumu, çalışılan ortamın türüne göre farklılık göstermektedir. İşçinin yürüteceği işte, işe uygunluk düzeyi, yürütülen işin sağlığı etkileyip etkilemeyeceği, işçinin diğer çalışanlar için herhangi bir potansiyel tehlike oluşturabileceği unsurları dikkate alınmalıdır. Zaman, maliyet unsurları dengesi açısından tüm işçilerden aynı tetkikleri istemek doğru olmayacaktır. İşçinin sağlık durumu hakkında genel ön bilgi veren hemogram testi, odyometri, akciğer filmi çekimini her işçi için istemek uygun olacaktır. Ancak çalıştığı bölümle ilgili işin yapılışını doğrudan etkileyen durumlar için bazı muayeneler kaçınılmazdır. Örneğin; bilgisayar başında sürekli çalışan beyaz yakalı işçi, işyeri şoförü için mutlaka göz testi yapılmalıdır. Gıda ile doğrudan temaslı olan işçiler için mutlaka idrar tahlili, portör muayenesi istenmelidir.

Aşağıda işe girişte uygulanan sağlık kontrol tipleri ve faydalarını ele aldık:

Akciğer filmi

Göğüs bölgesinde hastalık olup-olmadığını tespit için, kişinin akciğer filmi (diğer adıyla akciğer grafisi) çekilir. Çekilen akciğer grafisi ile göğüs hastalığının ne olduğu net olarak tespit edilemeyebilir, bu tespit ancak ileri tetkikler ile mümkündür. Akciğer hastalıklarına ve akciğer kanserine yakalanma ihtimali en yüksek olan kişiler; uzun süre kimyasallara maruz kalan, gaz, toz, duman yoğunluğu fazla olan yerlerde çalışan kişilerdir.

Solunum Fonksiyon Testi (SFT)

Solunum fonksiyon testi, meslek hastalıklarının tanısının koyulmasında ve maluliyet değerlendirilmesinde rutin olarak kullanılan bir test yöntemidir. Akciğerde ortaya çıkan hastalığın şiddetinin belirlenmesinde ve gerçekleştirilen tedavinin gidişatının değerlendirilmesinde spirometrik incelemeden faydalanılmaktadır.

Portör Muayenesi

Portör muayenesi, gıda ile doğrudan teması olan işçilere yapılır. Testin amacı; işçide bulaşıcı hastalığın var olup-olmadığını tespit etmektir. Bu testlerde dışkının mikroskobik incelenmesi (Entamoeba, giardia lamblia kistleri, histolytica kistleri, ve helmint yumurtaları yönünden), boğaz ve burun kültürü (Staphylococcus aureus yönünden), gaita kültürü (Salmonella ve Shigella yönünden), hepatit B taraması yapılır.

Göz Testleri

Çalışanların görme düzeyinin yaptıkları işler için uygun olup-olmadığı sonucuna rutin göz kırılma kusuru taramaları ile karar verilir. Gece çalışma yapan kişiler için göz testleri yapılır. Kırılma kusuru taramaları Otorefraktometre adı verilen cihaz ile yapılmaktadır.

Elektrokardiyografi (EKG)

Elektrokardiyografi (EKG); kalpte bulunan kulakçık ve karıncık bölgesindeki kasılma-gevşeme, kalbin uyarılması ve uyaranın iletilmesi nedeniyle oluşan elektriksel aktivitenin milimetrik kağıt üzerine yazdırılması esasına dayanan bir test yöntemidir. EKG testi ile kalp ritmi, kalbin atış frekansı tespit edilmektedir. EKG, yüksekte çalışma yapacak kişiler için çekilir.

Odyometri (İşitme testi)

İşçinin işitme düzeyinin ölçümlenmesinde ve işitme sağlığının takip edilmesinde odyometrik testler kullanılmaktadır. Hastanın yaşadığı kulak hastalıkları, odiometrik testler (işitme testleri) ile net şekilde ortaya koyulabilmektedir.

Laboratuvar Tetkikleri

  • Hemogram (Tam Kan Sayımı): Hemogram testi ile, erken evredeki sağlık sorunları tespit edilir. Halsizlik, yorgunluk, enfeksiyon, tansiyon ile ilgili olası sorunlar, eklemlerde ağrı sorunlarının tanısı için hemogram testi yapılmaktadır.
  • TİT (Tam İdrar Tahlili): Vücutta üriner sistem, böbrek hastalıkları, kan hastalıklarının teşhisi için yapılmaktadır. İdrarda renk, berraklık, koku incelemesi, kimyasal ve mikroskobik incelemesi yapılır.
  • İdrarda Kurşun:
  • Kanda Kurşun: Kurşun metalinin kanda yoğun çıkması, ölümcül sonuçlara yol açar. Vücuda soluk ve ağız yoluyla alınan kurşun tozları, kan dolaşımına akciğer ve bağırsaklar yoluyla vücut organlarına girer. Belirli bir dozajın üstünde kanda çıkması durumunda, hafıza sorunları, baş ağrısı ve sinirlilik hali, çocuk sahibi olamama durumları ortaya çıkar.
  • Kan Grubu: Kan grubu bilgisinin işyerinde olması önemlidir. Kanamalı bir iş kazasının meydana gelmesi ve acil kan ihtiyacının ortaya çıkması durumunda, uygun kan personel arasından kolaylıkla bulunabilecektir. Yanlış kan verilmesi, kan hücrelerinin kümelenmesi sonucunu doğurur ve ölümle sonuçlanır.
  • Karaciğer Fonksiyon Testleri: AST, ALT karaciğerdeki hasar durumunu ortaya koyar. Siroz, hepatit durumu, kalp ve kaslardaki sorunları teşhis etmek için AST değerine bakılmaktadır. ALT değeri karaciğerdeki tahribatı ortaya çıkarmak için bakılır.
  • HBs Ag: İşçinin hepatit virüsü ile enfekte olup-olmadığını tespit etmek için yapılan testtir. Eğer işçi enfekte ise, bu durumda hastalığı aynı ortamdaki diğer çalışanlara da bulaştırır.
  • Anti Hbs: Hepatit B virüsüne karşı korunaklı olan bir kişinin Anti Hbs test sonuç değeri pozitiftir.
  • Sedimantasyon: Vücutta enfeksiyon miktarının değerlendirilmesi ve vücuttaki iltihabı tespit etmeye yardımcı olan bir testtir. Sedimantasyon sonucu; bazı kanser türleri, çeşitli damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, enfeksiyon durumu hakkında bilgi edinilmesini sağlar.
  • Üre: Karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını kontrol etmek için işçiden alınan kan örneğine bakılır. Böbreklerin çalışmasını anlamak ve kandaki atıkların iyi derecede filtrelenmiş olduğunun tespiti için üre tetkiki yapılmaktadır.
  • Kreatin: Böbreklerin fonksiyonlarının durum tespiti için, alınan kan örneğinde serum kreatinin testi yapılır. İşçinin böbreklerinde ciddi problem var ise, vücutta oluşan atık maddeler idrar yoluyla vücut dışına atılamayacaktır.
  • İdrarda Fenol: 24 saatlik idrar toplanmasıyla fenol tetkiki yapılır. Fenoller kanserojendirler ve cilt ile temas etmemelidir. Cilt ile temas ettiğinde, ciltte soyulma, kızarıklık, sivilce ve soyulma etkileri şeklinde kendini gösterir. Zehirli olan fenol ve fenol türevleri sanayi atıkları içerisinde bulunmaktadır. Fenol kirliliği içeren suların insanlar tarafından tüketilmesi durumunda, kılcal damar hasarları ve şiddetli ağrılar meydana gelmektedir. Bu nedenle sanayide çalışan işçilerde idrarda fenol testi yapılmaktadır.